Çok oğlan geçmiş kar mavisi gözbebeklerinden
Cibinlikli yataklarının tüllerinde ay ışığı tortusu…
Meşale alevleri ürperir şehvetli yürüyüşlerinden
Alev bulaşığı dudaklarında sönmüş mum kokusu
Saray odalarında heykeller dirilir nefeslerinden
Yüzlerinde asırlık yalnızlıkların gizli korkusu
Yankılanırken genç kızlıklarının uzak seslerinden
İçlerinde büyüyen sararmış bir eylül uğultusu
Beden buldu mu ölü şehzadeler kadife feslerinden
Bozuluverir harem kızlarının aynalardaki uykusu
Buğulu harem odalarında alabildiğine buğulu...
Başlar ölü tenlerin birbirinden sonsuz sorgusu
0 yorum:
Yorum Gönder