Koyu renk sohbetleri örten kara kahveler,
Çam kokan dolaplardan neme doymuş çay çıkar.
Kehribar ağızlıkdaki el sarması tütünler,
Ahırdan önce kısrak, ardı sıra tay çıkar.
Her zemheri dam boyu kar yağar biz kürürdük,
Yollar makine görmez, çığır açar yürürdük.
Ak benizli nineler dudaklarında dua,
Poşu bağlar fesine, üç etekle dolaşır.
Etekleri belinde, çerez verir toruna,
Yüreğinden gam sızar, bilinmedik gam taşır.
Elimizle yufkadan dürümleri dürerdik,
Başlarken biterken Hak’ka şükür ederdik.
Sürüler inerdi akşam vakti tepelerden,
Kuzunun hasretiyle dertli meler koyunlar.
Oturmuş gün batımı inek sağar bir gelin,
Yüreğinde gurbete giden yarin derdi var.
Gün aşarken gamlanır, ufuklar şahit gama,
Karanlıkta nur düşer, en karamsar dünyama
0 yorum:
Yorum Gönder