Güllâle

(

İsli kalıntılar gibi kaldım buralarda
Soğuyan bir bedenin hızla hazlaşma duygusu
ve şarkılarla şakrak ilerleyen mavi bir tutku
Tutuklanan kanım

Ben apraş renkleri severim
ellerinin beyazı karışmıştır çünkü kanındaki beyaza
Bilirsin kızınca alıp başımı giderim
Severim bin türlü her çeşidini bilirim sevmelerin

Nasıl bir acımasızlık binmişti göğsüme
Kapımda turlayan günlere
ve uğuldayan güllere
bıraktım karanlık bir sessizliği

Beni anlamak için göğsümü yarmana gerek yok
yeşil denizlerin güzel kızı
Sesimi ben dağ doruklarıyla yoğurdum çünkü
Ve sürüp gitti ünüm izbe odalarda
karanlıklarda

Hala nasıl bir nefessizliktir
beni güneye çeken çenesiyle
Bir lâleyi görünce toprakta böyle sereserpe
nasıl ayıp şeyler geliyor aklıma bilsen
Orhan Veli olup çıkıyorum yatağımdan
ama ben meseleye böyle bayağı bakmıyorum
sevgilim çünkü bütün hücrelerinleyim
sana çoğalıyorum

)

Güllâle
geldin ve kenti ikiye böldün.

0 yorum: